|
Konu: İstanbul'un Semt İsimleri Hikayeleri Cuma Şub. 06, 2009 10:45 am |
|
|
|
|
|
|
İstanbul'un Semt İsimlerinin Hikayeleri
İstanbul Semt İsimlerinin Hikayeleri
Aksaray: Fatihin sadrazamı İshak Paşa, İç Anadolu Bölgesindeki Aksarayı ele geçirdikten sonra orada yaşayan bölge insanlarını bugünkü Aksaray semtinin bulunduğu yere gönderir. Aksaraylılar da semte adlarını verirler.
Ahırkapı: Marmara Denizinin kıyısında yer alan yedi ahır kapısından birisi olan bu semte, Padişah atlarının bulunduğu has ahırın yanında yer aldığı için Ahırkapı ismi verildi.
Aşiyan: kuş yuvası
Aşiyan: Günümüzdeki ismini şair Tevfik Fikretin burada bulunan, Farsçada kuş yuvası anlamına gelen Aşiyan isimli evinden alıyor. Bağlarbaşı: Semt, en ünlü bağ ve bahçelerin bir dönem burada yer almasından dolayı bu adla anılıyor.
Bebek: Semtin isminin nereden geldiği konusunda iki rivayet bulunuyor. Bunlardan ilki, Fatih Sultan Mehmetin bölgeyi koruması için gönderdiği bölükbaşının Bebek lakaplı olması. Diğeri ise padişahın semtteki bahçesinde gezerken yılan görüp korkan şehzadesine bebek demesi ve bundan sonra bahçesinin bebek bahçesi olarak anılması.
Beşiktaş: İlk görüş, semtin ismini Barbaros Hayrettin Paşanın gemilerini bağlamak için diktirdiği beş taştan aldığı yönünde. Diğeri ise bir papazın burada yaptığı kiliseye Kudüsten getirdiği beşik taşını koyduğu ve ismin buradan geldiği yönünde.
Beyazıt: Sultan II. Beyazıtın buraya kendi ismiyle anılacak bir külliye yaptırmasından sonra semt, Beyazıt olarak anılmaya başladı.
Beyoğlu: Semtin isminin nerden geldiği konusunda çeşitli rivayetler bulunuyor. Bunlardan ilkine göre, İslamiyeti kabul edip burada oturmaya başlayan Pontus Prensinden adını alıyor semt. Diğerine göreyse, Bey Oğlu diye anılan Venedik Prensinin burada oturmasından geliyor semtin adı. Son bir rivayet de, burada oturan Venedik elçisine, yazışmalarda, "Beyoğlu" diye hitap edilmesinden semtin bu adla anıldığını söylüyor.
Bakırköy: Bizanslıların Makri Hori dedikleri semt, 14. yüzyılda Osmanlıların eline geçince Makriköy adını aldı. 1925te ulusal sınırlar içindeki yabancı kökenli adların değiştirilmesi sırasında Atatürkün isteğiyle semt Bakırköy adını aldı.
Bostancı: Semt, adını eskiden her türlü meyve ve sebzenin yetiştirildiği bostanlardan biri olmasından alıyor.
Depremde çatlayan kapı
Çatladıkapı: Bizans zamanında yapılan surların Sidera adı bir verilen kapısı, 1532 tarihinde meydana gelen depremde çatlayınca, hem semt hem de kapı Çatladıkapı olarak anılmaya başladı.
Çemberlitaş: Bizansın en önemli meydanlarından Constantinus Forumunun bulunduğu yerdeki büyük sütunlardan birisi olan Çemberlitaş, semte adını verdi.
Çengelköy: Eskiden gemi çapaları bu köyde yapıldığı için isminin buradan geldiği tahmin ediliyor.
|
|
|
|
|
|
|
|
Konu: Geri: İstanbul'un Semt İsimleri Hikayeleri Cuma Şub. 06, 2009 10:45 am |
|
|
|
|
|
|
Çıksalın: Güzel manzaralı, geniş bir çevreye hakim olan bölgeye, halk arasında "çık, salın" denilmeye başlandı.
Eminönü: Osmanlı döneminde çarşıdaki esnafı denetleme yetkisi Eminlere aitti. Semt, adını burada bulunan Gümrük Eminliğinden alıyor.
Feriköy: Semt adını Sultan Abdülmecit ve Abdülaziz dönemlerinde yaşayan Madam Feriden alıyor. Bölgede bulunan geniş topraklar padişah tarafından Madam Ferinin eşine bağışlanmıştı. Ama eşi ölünce semt onun ismiyle anılmaya başlandı.
Galata: Gala, Rumca da "süt" anlamına geliyor. Bir rivayete göre Galatanın adı semtteki süthanelere gönderme yapılarak türetildi. Başka bir görüşe göre ise İtalyanca denize inen yol anlamına gelen galata kelimesi düşünülerek bu isim verildi.
Horhor: Fatihte bulunan semt, adını Horhor çeşmesinden alıyor. Rivayete göre Fatih Sultan Mehmet bölge civarında yürürken yerin altından su sesleri duyar ve yanındakilere, "Buraya bir çeşme yapın baksanıza hor hor su sesleri geliyor" der ve buraya bir çeşme yapılır. Çeşme de semt de Horhor ismiyle anılmaya başlar.
Okmeydanı: Fetih Ordusu kuşatmanın bir kısmını burada kurulan karargâhta geçirmiş. Semtin ismi de böylelikle Okmeydanı olarak kalmış.
Şişli: Şiş yapımıyla uğraşan ve Şişçiler diye anılan bir ailenin burada bir konağı olduğu ve Şişçilerin Konağının zamanla değişikliğe uğrayarak Şişlilerin Konağı hâline gelmesiyle semtin adının Şişli olarak kaldığı anlatılıyor.
Şaşkınbakkal: Henüz yerleşimin olmadığı dönemlerde yaz günleri denizden yararlanmak için bölgeye gelenlere bir bakkal dükkanı açıldığını görenler, burada iş yapılmayacağını düşünerek bakkala "şaşkın bakkal" yakıştırması yaptılar. Bundan sonra da semt Şaşkınbakkal olarak anılmaya başlandı.
Sütlüce: Bugün Sütlüce semtinin olduğu yerde Süt Menbat isimli bir Rum köyü vardı. Köyün bir köşesindeki bakır bir kadın heykelinin memelerinden su akar; bu suyun, kadınların sütünü çoğalttığına inanılırdı. Bundan dolayı semt, Sütlüce olarak anılır oldu.
Tahtakale: Sözlük anlamı kale altı olan Taht-el-kalenin bozulmasıyla Tahtakaleye dönüşen semtin, Mercan ya da Beyazıt dolaylarındaki eski sur benzeri yapının aşağı kotunda yer aldığı için bu ismi aldığı tahmin ediliyor.
Taksim: Osmanlı zamanında sucuların; suyu, halka taksim ettikleri yer, Taksim olarak anılmaya başlandı.
Teşvikiye: Sultan Abdülmecitin bir mahalle kurulması için teşvikte bulunduğu semtin adı Teşvikiye olarak kaldı. Bu durumu, Harbiye Karakolu ile Rumeli ve Valikonağı Caddelerinin kesiştiği kavşakta bulunan iki taş belgeleliyor.
Unkapanı: Bazı satış yerlerinde Arapçada Kabban adını taşıyan büyük teraziler bulunduğundan, buraları Kapan adını taşırdı. Sahiline buğday ve arpa yüklü gemiler demirlediğinden, semt bu adı aldı.
Üsküdar: Bizans devrinde, Skutari denilen asker kışlaları, şehrin bu yakasında yer aldığı için semt Skutarion diye anılıyordu. Bu isim zamanla Üsküdara dönüştü.
Veliefendi: Hipodrom bir zamanlar Şeyhülislam Veli Efendinin sahibi olduğu topraklar üzerinde kurulduğundan semtin adı Veli Efendiyle anılıyor. alıntıdır...
|
|
|
|
|
|
|