|
Konu: Siz bu kadar sevdiniz mi ? Ptsi Ocak 19, 2009 5:30 pm |
|
|
|
|
|
|
VE... ŞİMDİ GÖZLERİNİZİ MONİTÖRDEN AYIRMAYIN YAZI UZUN GELDİ OKUMUCAĞIM DİYE BİR HATAYADA DÜŞMEYİN OKUYUN PİŞMAN OLMUCAKSINIZ EMİN OLUN....
----------------------------------------------------------------------------------------------
Bu Yazıyı Sonuna Kadar Bıkmadan Okuyun Eminimki Ağlıcaksınız AĞlamassanız Bilene Gözleriniz Dolucak Garantisini Veriyorum...
> >>> >>BU KADAR SEVEBİLİRMİSİNİZ!!!! > >>>>> > >>>>>>Bir otobüs durağında karşılaşmışlardı ilk kez.... Biri > >>>>> > >>>>>>tıpta okuyordu, öbürü mimarlıkta. O ilk karşılaşmadan > >>>>> > >>>>>>sonra, bir kere, bir kere, bir kere daha > >>>>> > >>>>>>karşılaşabilmek için, hep aynı saatte, aynı duraktan, > >>>>> > >>>>>>aynı otobüse bindiler. Gençtiler, çok genç... > >>>>> > >>>>>>Birbirileriyle konuşacak cesareti bulmaları biraz > >>>>> > >>>>>>zaman aldı ama sonunda başrdılar. İkisi de her sabah > >>>>> > >>>>>>otobüse bindikleri semtte oturmuyorlardı aslında. > >>>>> > >>>>>>Delikanlı arkadaşında kaldığı için o duraktan binmişti > >>>>> > >>>>>>otobüse, kız ise ablasında.... > >>>>> > >>>>>>Sırf birbirilerini görebilmek için, her sabah erkenden > >>>>> > >>>>>>evlerinden çıkıp,Sehrin öbür ucundaki o durağa, > >>>>> > >>>>>>onların durağına geldiklerini, gülerek > >>>>> > >>>>>>İtiraf ettiler bir süre sonra... > >>>>> > >>>>>>Okullarını bitirince hemen evlendiler. Mutluydular hem > >>>>> > >>>>>>de çok mutlu... Bazen işsiz, bazen parasız kaldılar > >>>>> > >>>>>>ama öylesine sıkı kenetlenmişti ki yürekleri ve elleri > >>>>> > >>>>>>hiçbir şeyi umursamadılar. Ayın sonunu zoR > >>>>> > >>>>>>getirdikleri günlerde de ünlü bir doktor ve ünlü bir > >>>>> > >>>>>>mimar olduklarında da hep mutluydular. Zaman aşımına > >>>>> > >>>>>>uğrayan, alışkanlıklara yenik düşen,bankahesabında > >>>>> > >>>>>>para kalmadığı için ya da tam tersine o hesabı daha da > >>>>> > >>>>>>kabarık hale getirmek uğuruna bitip-tükeniveren > >>>>> > >>>>>>sevgilerden değildi onlarınki... > >>>>> > >>>>>>Günler günleri, yıllar yılları kovaladıkça sevgileri > >>>>> > >>>>>>de büyüdü, büyüdü... Tek eksikleri çocuklarının > >>>>> > >>>>>>olmamasıydı. Zorlu bir tedavi sürecine rağman çocuk > >>>>> > >>>>>>sahibi olmayınca, "bütün mutlulukların bizim olmasını > >>>>> > >>>>>>beklemek, bencillik olur" diyerek devam ettiler > >>>>> > >>>>>>hayatlarına. Çocuk yerine, sevgilerini büyüttüler... > >>>>> > >>>>>>"Senin için ölürüm" derdi kadın, sımsıkı sarılıp adama > >>>>> > >>>>>>ve adma"Hayır, ben senin için ölürüm" diye yanıt > >>>>> > >>>>>>verirdi hep... > >>>>> > >>>>>>Bazen eve geldiğinde, aynanın üzerinde bir not > >>>>> > >>>>>>görürdü kadın, "Bir tanem,kütüphanenin ikinci rafına > >>>>> > >>>>>>bak...." Kütüphanenin ikinci rafında başka bir not > >>>>> > >>>>>>olurdu, "Mutfaktaki masanın üzerine bak ve seni çok > >>>>> > >>>>>>sevdiğimi sakın unutma" Mutfaktaki masadan, salondaki > >>>>> > >>>>>>dolaba sevgi dolu notları okuya > >>>>> > >>>>>>Okuya koşturan kadın, sonunda kimi zaman bir demet > >>>>> > >>>>>>çiçek, kimi zaman en > >>>>> > >>>>>>Sevdiği çikolatalar, kimi zaman da pahalı armağanlarla > >>>>> > >>>>>>karşılaşırdı... > >>>>> > >>>>>>Aldığı hediyenin ne olduğu önemli değildi > >>>>> > >>>>>>zaten....Hayat ne kadar hızlı akarsa aksın, işleri ne > >>>>> > >>>>>>kadar yoğun olursa olsun hep birbirlerine ayıracak > >>>>> > >>>>>>zaman buluyorlardı bulmasına ama kırklı yaşların > >>>>> > >>>>>>ortalarına geldiklerinde, daha az çalışmaya karar > >>>>> > >>>>>>verdiler. Adam, hastaneden ayrıldı ve muayenehanesinde > >>>>> > >>>>>>hasta kabul etmeye başladı. Kadın da mimarlık bürosunu > >>>>> > >>>>>>kapadı ve sadece özel projelerde görev aldı. Artık > >>>>> > >>>>>>daha fazla beraber olabiliyorlardı. Bir gün sahilde > >>>>> > >>>>>>dolaşırken, harap durumda bir ev gördü kadın, üzerinde > >>>>> > >>>>>>"satılık" levhası asılı olan. > >>>>> > >>>>>>"Ne dersin, bu evi alalım mı?" dedi adama. "Bu > >>>>> > >>>>>>viraneyi yıktırır, harika bir ev yaparız. Projeyi > >>>>> > >>>>>>kafamda çizdim bile. Kocaman terası olan, martıları > >>>>> > >>>>>>kahvaltıya davet edeceğimiz bir deniz evi yapalım > >>>>> > >>>>>>burayı..." > >>>>> > >>>>>>"Sen istersin de ben hiç hayır diyebilirmiyim?\" diye > >>>>> > >>>>>>yanıt verdi adam. "Amerika'daki tıp kongresinden döner > >>>>> > >>>>>>dönmez ararım emlakçıyı... Kaç para olursa olsun > >>>>> > >>>>>>burası bizimdir artık...." > >>>>> > >>>>>>Sadece bir hafta ayrı kalacaklarını bildikleri halde, > >>>>> > >>>>>>ayrılmaları zor oldu adam Amerika'ya giderken. Her > >>>>> > >>>>>>gün, her saat konuştular telefonla. Gözyaşları içinde > >>>>> > >>>>>>kucaklaştılar havaalanında. Fakat birkaç gün > >>>>> > >>>>>>sonra,kocasında bir tuhaflık olduğunu fark etti kadın. > >>>>> > >>>>>>Eskisi kadar mutlu görünmüyor, konuşmaktan > >>>>> > >>>>>>kaçınıyordu. Onu neşelendirmek için, sahildeki > >>>>> > >>>>>>Evi hatırlattı ve çizdiği projeyi verdi kadın ama hiç > >>>>> > >>>>>>beklemediği bir cevap aldı: "Canım, o ev bizim > >>>>> > >>>>>>bütçemizi aşıyor. Sen en iyisi o evi unut... > >>>>> > >>>>>>"Mutsuzluk, mutluluğun tadına alışmış insanlara daha > >>>>> > >>>>>>da acı, daha da çekilmez gelir. Kadın, hiç sevmedi bu > >>>>> > >>>>>>beklenmedik misafiri. Derdini söylemesi için yalvardı > >>>>> > >>>>>>adama, "Senin için ölürüm, biliyorsun, ne olur anlat" > >>>>> > >>>>>>diye dil döktü boş yere... Yıllardır sevdiği adam, > >>>>> > >>>>>>duyarsız ve sevgisiz biriyle yer değiştirmişti sanki. > >>>>> > >>>>>>Ona ulaşmaya çalıştıkça, beton duvarlara çarpıyordu > >>>>> > >>>>>>kadın, her çarpmada daha fazla kanıyordu yüreği... > >>>>> > >>>>>>Bir gün, çocukluğunun, gençliğinin ve bütün hayatının > >>>>> > >>>>>>birlikte geçtiği arkadaşına dert yanarken, "Artık > >>>>> > >>>>>>dayanamıyorum, sana söylemek zorundayım" diye sözünü > >>>>> > >>>>>>kesti arkadaşı. "O, seni aldatıyor. İş yerimin tam > >>>>> > >>>>>>karşısındaki restoranda genç bir kadınla yemek yiyiyor > >>>>> > >>>>>>her öğlen. Sonra sarmaş dolaş biniyorlar arabaya...." > >>>>> > >>>>>>"Sus, sus çabuk, duymak istemiyorum bu yalanları" diye > >>>>> > >>>>>>bağırdı kadın. > >>>>> > >>>>>>Onca yıllık arkadaşını, kendisini kıskanmakla > >>>>> > >>>>>>suçladı.... > >>>>> > >>>>>>Ertesi gün, öğle vakti o restoranın hemen karşısında > >>>>> > >>>>>>bir köşeye sindi sessizce ve peri masallarının sadece > >>>>> > >>>>>>masal olduğunu anladı... Kocasının eskiden aynı > >>>>> > >>>>>>hastanede çalıştığı genç çocuk doktorunu tanıdı hemen. > >>>>> > >>>>>>Bazen evlerinde ağırladıkları kadına nasıl sarıldığını > >>>>> > >>>>>>gördü adamın... > >>>>> > >>>>>>Akşam kocası eve gelir gelmez, bazen bağırıp, bazen > >>>>> > >>>>>>ağlayarak, bazen ona sımsıkı sarılıp bazen de > >>>>> > >>>>>>yumruklayarak haykırdı suratına her şeyi. İnkar etmedi > >>>>> > >>>>>>adam. Zamanla duyguların değişebildiği, insanların > >>>>> > >>>>>>orta yaşa geldiklerinde farklılık aradığı gibi bir > >>>>> > >>>>>>şeyler geveledi ağzında ve bavulunu alıp gitti evden. > >>>>> > >>>>>>Kapıdan çıkarken, "son bir kez kucaklamak isterim > >>>>> > >>>>>>seni" diyecek oldu ama kadın, "defol" dedi nefretle... > >>>>> > >>>>>>İlk celsede boşandılar... Modern bir aşk hikayesinin > >>>>> > >>>>>>böyle son bulmasına kimse inanamadı. Arkadaşlarının > >>>>> > >>>>>>desteğiyle ayakta kalmaya çalıştı kadın. Adamın, > >>>>> > >>>>>>sevgilisiyle birlikte Amerika'ya yerleştiğini öğrendi. > >>>>> > >>>>>>Bazen yalnız kaldığında, onu hala sevdiğini > >>>>> > >>>>>>hissedince, ağlama nöbetleri geçiriyor, aşkın yerini, > >>>>> > >>>>>>en az onun kadar yoğun bir duygu olan nefretin alması > >>>>> > >>>>>>için dua ediyordu. > >>>>> > >>>>>>Aradan bir yıl geçti... Her şeyin ilacı olduğu > >>>>> > >>>>>>söylenen zaman bile,kadının > >>>>> > >>>>>>derdine çare olamamıştı. Bir sabah, ısrarla çalan > >>>>> > >>>>>>zilin sesiyle uyandı. Kapıyı açtığında, karşısında o > >>>>> > >>>>>>kadını gördü. "Sen, buraya ne yüzle geliyorsun" diye > >>>>> > >>>>>>bağırmak istedi ama sesi çıkmadı. "Lütfen, içeri > >>>>> > >>>>>>girmeme izin ver, mutlaka konuşmamız gerekiyor." dedi > >>>>> > >>>>>>genç kadın. Kanepeye ilişti ve zor duyulan bir sesle > >>>>> > >>>>>>konuşmaya başladı: > >>>>> > >>>>>>"Hiçbir şey göründüğü gibi değil aslında. Çok üzgünüm > >>>>> > >>>>>>ama o bir saat önce öldü. Geçen yıl Amerika'daki > >>>>> > >>>>>>kongre sırasında öğrendi hastalığını ve yaklaşık bir > >>>>> > >>>>>>senelik ömrü kaldığını.Buna dayanamayacağını, hep > >>>>> > >>>>>>söylediğin gibi onunla birlikte ölmek isteyeceğini > >>>>> > >>>>>>biliyordu. Seni kendinden uzaklaştırmak için, benden > >>>>> > >>>>>>sevgilisi rolünü oynamamı istedi. Ailesine de haber > >>>>> > >>>>>>vermedi. Birlikte Amerika'ya yerleştiğimiz yalanını > >>>>> > >>>>>>yaydı. Oysa ilk karşılaştığınız otobüs durağının > >>>>> > >>>>>>karşısında bir ev tutmuştu. Tedavi görüyor ve > >>>>> > >>>>>>kurtulacağına inanıyordu ama olmadı. Gece fenalaşmış, > >>>>> > >>>>>>bakıcısı beni aradı, son anda yetiştim. > >>>>> > >>>>>>Sana bu kutuyu vermemi istedi..." Gözlerinden akan > >>>>> > >>>>>>yaşları durduramayacağını biliyordu kadın. Hemen > >>>>> > >>>>>>oracıkta ölmek istiyordu. > >>>>> > >>>>>>Eline tutuşturulan kutuyu açmayı neden sonra akıl > >>>>> > >>>>>>edebildi. İtinayla katlanmış bir sürü kağıt duruyordu > >>>>> > >>>>>>kutuda. İlk kağıtta, "Lütfen bütün notları sırayla oku > >>>>> > >>>>>>bir tanem"diyordu... > >>>>> > >>>>>>Sırayla okudu; "Seni çok sevdim", "Seni sevmekten hiç > >>>>> > >>>>>>vazgeçmedim", > >>>>> > >>>>>>"Senin için ölürüm derdin hep, doğru söylediğini > >>>>> > >>>>>>bilirdim." "Fakat benim için ölmeni istemedim" "Şimdi > >>>>> > >>>>>>bana söz vermeni istiyorum." "Benim için > >>>>> > >>>>>>yaşayacaksın, anlaştık mı?" son kağıdı eline alırken, > >>>>> > >>>>>>kutuda bir anahtar olduğunu gördü kadın... Ve son > >>>>> > >>>>>>kağıtta şunlar yazılıydı: > >>>>> > >>>>>>"Sahildeki evimizi senin çizdiğin projeye göre > >>>>> > >>>>>>yaptırdım. Kocaman terasta martılarla kahvaltı > >>>>> > >>>>>>ederken, ben hep seni izliyor olacağım...."
--- SABIRLA OKUDUĞUNUZ İÇİN TEŞEKKÜR EDERİM BİR YORUMU ÇOK GÖRMEYİN ---
|
|
|
|
|
|
|