ÇILGINTÜRKLER
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
ÇILGINTÜRKLER

Dostluk ve Kardeşliğin Adresi
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

Ne olduda bunlar oldu

Önceki başlık Sonraki başlık Aşağa gitmek
Yazar Mesaj
*
ÇILGINTÜRK
Yönetici
Yönetici

ÇILGINTÜRK

*
Üyelik tarihi: 15/01/09
Mesajlar: 84
Nerden:
Rep Puanı: 184

*

Ne olduda bunlar oldu Vide
MesajKonu: Ne olduda bunlar oldu Ne olduda bunlar oldu Icon_minitimeSalı Ocak 20, 2009 8:44 am

* *
NE OLDU DA BUNLAR OLDU!


TSK’yı bölmek istiyorlar
TÜrk Silahlı Kuvvetleri’nin 22. Genel Kurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, yaşananları Türk ordusunun ABD’ye rağmen Kuzey Irak’a yaptığı Çelik harekatıyla Kardak operasyonuna bağlayıp, “Türk ordusunu bölmek istiyorlar” tespiti yapıyor.

Cumhuriyet tehlikede
Karadayı'dan görevi devralan 23. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu da benzer görüşleri dile getiriyor. 25. Genelkurmay Başkanı Yaşar Büyükanıt ise, “Cumhuriyet, kurulduğu günden beri hiç bu kadar tehlikeyle yüz yüze kalmamıştı” diyor.

Başına çuval geçirildi
Hİlmİ Özkök dönemi ise daha bir garipti. Askerinin başına çuval geçirilen ilk komutan olan Özkök, “darbe günlüklerinin” ortaya saçılmasından sonra “İstenirse ifade veririm” dedi. Emekli olduktan sonra sık sık Abdullah Gül’ü ziyaret etti.

Başbuğ yükü omuzladı
TÜrkİye’nin adeta hallaç pamuğu gibi atıldığı bir dönemde göreve gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, “cezaevi” ziyareti ve “Karargah” toplantılarıyla silah arkadaşlarına sahip çıktı, TSK’ya saldıranlara tepki gösterdi.








Ne oldu da bunlar oldu!
Haber analiz: Mustafa DURAN
Türkiye, son 5 yıldır darbe ve çete suçlamalarıyla yatıp kalkıyor, Türk Silahlı Kuvvetleri manşetlerden inmiyor! 22. Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, yaşananları TSK’nın ABD’ye rağmen yaptığı Çelik Harekatı ile Kardak operasyonuna bağlıyor ve “TSK’yı bölmek istiyorlar” diyor. 23. Genelkurmay Başkanı Kıvrıkoğlu da benzer görüşleri dile getiriyor. 25. Genelkurmay Başkanı Büyükanıt ise, “Cumhuriyet, hiç bu kadar tehlikeyle yüz yüze kalmamıştı” diyor.
Hilmi Özkök dönemi ise daha bir garipti. Askerinin başına çuval geçirilen ilk komutan olan Özkök, “darbe günlüklerinin” ortaya saçılmasından sonra “istenirse ifade veririm” dedi. Emekli olduktan sonra Abdullah Gül’ü ziyaret etti. Türkiye’nin adeta hallaç pamuğu gibi atıldığı bir dönemde göreve gelen Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ, “cezaevi” ziyareti ve “Karargah” toplantılarıyla silah arkadaşlarına sahip çıktı, TSK’ya saldıranlara tepki gösterdi.



‘TSK’yı bölmek istiyorlar’ tespiti
İSMAİL HAKKI KARADAYI (22.Genelkurmay Başkanı) : Ümraniye davasının sözde kara kutusu Tuncay Güney’in 2001 yılında verdiği ifadelerde 'sözde Ergenekon terör örgütünün çekirdek kadrosunda olduğu' iddia edildi. Aynı ifadelerde birçok konuda zan altında bırakıldı. Sahte hahamın ifadelerine verdiği cevapta, görevi döneminde ABD’nin karşı çıktığı Kardak ve Çelik operasyonlarını gerçekleştirdiği için hedef haline getirildiğini söyledi; 'Belki Çelik Harekâtını, Kardak’ı yapmasaydık, bunlar olmazdı, diye düşünüyorum' dedi. Ümraniye soruşturması çerçevesinde üst düzey emekli komutanların tutuklanmasını ise şöyle değerlendirdi: “Ben Genelkurmay Başkanı olarak hep Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’le çalıştım. Demirel’in çok güzel bir sözü vardır. Şöyle derdi: ’Türkiye’de en önemli kurum, TSK’dır. Allah korusun, TSK bir zaafa uğrar, bölünürse, Türkiye bölünür.’ Bu çok doğru bir sözdür. Şimdi bunu yapmaya çalışıyorlar. TSK’yı bölmeye, yıpratmaya uğraşıyorlar. TSK aleyhine bir hava yaratmaya çalışıyorlar, onu hedef alıyorlar.'




İçeride felç oldu şimdi tedavi görüyor
ŞENER ERUYGUR (Eski Jandarma Genel Komutanı): Özden Örnek’e ait olduğu öne sürülen günlüklerde' Sarıkız', 'Ayışığı' ve 'Eldiven' darbesinin planlayıcısı olarak gösterildi. Ümraniye soruşturması kapsamında 1 Temmuz 2008’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınıp 'Terör örgütü kurmak ve lideri olmaktan' tutuklandı. Kocaeli F Tipi Yüksek Güvenlikli Cezaevi’ndeki koğuşunda 17 Eylül’de merdivenlerden düşerek beyin kanaması geçirdi. Sağlık gerekçesiyle tahliye edildi. Hala tedavi görüyor.




MASUNİYET KARİNESİ İHLAL EDİLİYOR
İLKER BAŞBUĞ (26. Genelkurmay Başkanı): Göreve gelir gelmez, Kocaeli Garnizon Komutanı Korgeneral Galip Mendi’ye görev vererek, Ümraniye davası kapsamında tutuklanan Şener Eruygur ile Hurşit Tolon’u ziyaret ettirdi. Aynı Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıkmada şu ifadelerle Kandıra ziyaretinin TSK adına yapıldığı mesajını verdi: Türk Silahlı Kuvvetleri’ne uzun süre hizmet veren iki emekli komutana yapılan bu ziyaret, Türk Silahlı Kuvvetleri adına gerçekleştirilmiştir. Bilindiği üzere, dün olduğu gibi bugün de Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yargıya olan saygısı ve güveni tamdır.' Ümraniye davasına ilişkin tavrını Tuncer Kılınç ve Kemal Yavuz’un yanı sıra bazı muazzaf ve emekli askerlerin ziyaretinin ardından da gösterdi. Başbakan Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Gül’le sürpriz görüşmeler yaparak rahatsızlığını dile getirdi. Davaya ilişkin son tepkisini ise geçtiğimiz günlerde verdi. Davanın sözde kara kutusu Tuncay Güney’in TRT 2’deki programda ve ifade kasetinde söylediği sözlerin ardından soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesinden duyduğu rahatsızlığı şu açıkmalayla açıkça ortaya koydu: Temel insan hakları, Anayasanın 38’inci maddesinde yer alan ’Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimsenin suçlu sayılamayacağı ’hükmü, ’masuniyet karinesi’, ’adil yargılanma hakkı’ gibi en temel hukuk ilkelerinin ihlal edildiği görülmektedir. Sorumlu olması beklenen kesimlerin yarattığı bu hassas ortam, kişilere, kurumlara, yargıya ve nihayetinde devlete de büyük zararlar vermektedir




Adım adım hedef alınıyoruz
HÜSEYİN KIVRIKOĞLU (23. Genelkurmay Başkanı) : Tıpkı Hakkı Karadayı gibi, Güney’in ifadelerinde 'Ergenekon’un 12 kişilik ana kadrosundan biri olmakla' suçlandı. Sözde örgütün 1 numarası olmakla itham edildi. Yine tıpkı Karadayı gibi şu sözlerle operasyonların arkasında ABD olduğunu ima etti: Hurşit Tolon ve Şener Eruygur paşaların eşleri ile görüşüyor, moral veriyoruz. Bu arkadaşlarımın komutanlığını yaptım. Son derece başarılı işler yapmışlar. Böylesi olaylarla bir ilişkileri olacakları kanısında değilim. Zaten uzun zamandır TSK’ya karşı yıpratma kampanyası var.
Özellikle Irak’a ABD müdahalesinden sonra başlatılmıştır. İşte çuval
geçirme falan. Adım adım TSK hedef alınıyor. Bir kısım gazeteler, bir sürü dinci cemaatler, tarikatlar var. Hepsi TSK’yı kendilerine karşı düşman ve hedef seçmiş. TSK olmasa her şeyi yapabileceklerini düşünüyorlar. Tuncer Kılınç Paşa, MGK Genel Sekreteri olarak herkesle görüşmek, her yere gitmek gibi bir özelliğe sahip biri. Zaman zaman konuşur, ters düşebilir. Emeklilik sonrası çeşitli konferanslar verdi, rahatsız etmiş olabilir; ama ifade özgürlüğü varsa herkes rahatça konuşmalı. Ben böylesi görevleri üstlenmiş insanların ihanet etmesini asla düşünmem, zaten yargı da her şeyi ortaya koyacaktır.'




‘Terör örgütü kurmak ve yönetmekle’ suçlandı
HURŞİT TOLON (Eski 1. Ordu Komutanı): Ümraniye davası kapsamında 1 Temmuz 2008’de düzenlenen operasyonda gözaltına alınan 21 kişiden biriydi. 'Terör örgütü kurmak ve lideri olmaktan' tutuklandı ve Silivri Cezaevi’nde yatıyor. Darbe Günlükleri’nde adı sık sık geçen komutanlardan.




KEMAL YAVUZ (Harp Akademileri Komutanı):
Ümraniye davası kapsamında yapılan son operasyonda gözaltına alındı. Savcılık sorgusunun ardından serbest bırakıldı.




Şemdinli’yi hatırlattı
YAŞAR BÜYÜKANIT(25. Genelkurmay Başkanı): 9 Kasım 2005’te meydana gelen Şemdinli olaylarının ardından TSK’ya yönelik karalama kampanyalarına Kara Kuvvetleri Komutanı sıfatıyla sert tepki gösterdi. Olayda suçlanan Astsubay Başçavuş Ali Kaya’yı tanıdığını belirtip,‘Kendisini tanırım. İyi çocuktur‘ dedi. Olayı soruşturan Van Cumhuriyet Savcısı bu sözlerin yargıyı etkilemek için sarfedildiğini öne sürerek, hazırladığı iddianamede adına da yer verdi. Savcının soruşturma izni için hazırlayıp Genelkurmay’a gönderdiği dosyada, Diyarbakır’lı işadamı Mehmet Ali Altındağ’ın ifadelerine dayandırılarak,Diyarbakır’da 7. Kolordu’da görev yaptığı dönemle ilgili olmak üzere, suç işlemek için örgüt kurmak, sahte belge düzenlemek ve görevi kötüye kullanmakla suçlandı. Daha sonra ABD’de kullandığı “1923’ten beri hiç bu kadar büyük tehdit ve sıkıntılarla karşı karşıya kalmadık’ sözleriyle adından çokça bahsettirdi. Son günlerde Ümraniye davası ile ilgili tepkisiyle yeniden gündeme geldi. Dava ile ilgili bilgi kirliliğine tepki gösterip 'Şimdi ben Şemdinli olayında bir astsubayı övdüğüm için beni idam edeceklerdi. Oysa ben onu övdüğüm zaman -ki emrimde çalıştı- daha yasal bir süreç başlamamıştı. O astsubay, serbest vatandaştı. Neler olduğunu sizler de biliyorsunuz ama şimdi görüyorum devam eden bir yasal süreç, gerçekten ne kadarı doğru, ne kadarı yanlış bunları bilmiyoruz. Ama hepsi yer alıyor' dedi.




Günlükler için dava açtı mahkemeye hiç gitmedi
ÖZDEN ÖRNEK (20. Deniz Kuvvetleri Komutanı: Nokta dergisinin 29 Mart ve 4 Nisan 2007 tarihli sayılarında kendisine ait olduğu iddia edilen bazı metinler yayımlandı. Kamuoyu tarafından 'Darbe Günlükleri' olarak adlandırılan metinlerde 2004’te AKP’ye yönelik 'Sarıkız' ve 'Ayışığı' adı verilen iki ayrı darbe planı yapıldığı öne sürüldü. Yayımlanmasının ardından günlüklerin kendisine ait olmadığını açıkladı ama yapılan incelemelerde metinlerin Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’na ait bir bilgisayardan çıktığı anlaşıldı. Metinleri yayımlayan derginin genel yayın yönetmeni Alper Görmüş hakkında açtığı 'hakaret ve neşren iftira' davasını kaybetti. Beraat kararından hemen sonra yine Görmüş’e 10 milyar TL’lik tazminat davası açtı. Ancak kendi açtığı davayı takip etmediği için dava düştü. Davaları neden takip etmediği merak konusu oldu. Günlüklerin kim tarafından Nokta dergisine servis edildiği de ayrı bir tartışma konusu oldu. Gazeteci-yazar Fatih Altaylı, üst düzey bir komutana dayandırarak, günlüklerin oğul Burak Özden tarafından sızdırıldığını yazdı. Ailesinin diğer fertleri de AKP ile olan yakınları dolayısıyla zaman zaman gündeme geldi. Oğlu Tolga Örnek’in çektiği belgesellerin sponsorları arasında hep AKP’yi destekleyen zenginler yer aldı. Eşi Sevil Örnek’e ait bir arazinin kamulaştırılmasıyla ilgili yaşanan anlaşmazlık ve dava süreci de Başbakan’ın devreye girmesiyle mutlu sona ulaştı.




İki komutan arasındaki garip şarap polemiği
İLHAMİ ERDİL (18. Deniz Kuvvetleri Komutanı): 'Haksız mal edinmek' suçundan dolayı girdiği cezaevinden çıktıktan sonra, kendisiyle ilgili soruşturma iznini veren Genelkurmay eski Başkanı Hilmi Özkök’e ilişkin ilginç bir anısı anlatarak geçtiğimiz günlerde yeniden gündeme geldi. Yemekli bir toplantıda Hürriyet yazarı Ertuğrul Özkök’e şunları aktardı. 'Masaya şarap servisi yapıldı. Herkesin önündeki kadehte kırmızı içecekler duruyordu. Bir ara galiba Aytaç Paşa (Dönemin Jandarma Genel Komutanı Emekli Orgeneral Aytaç Yalman) Hilmi Özkök’e seslenerek ’O Hilmi, sen de şarap içiyorsun’dedi. O da ’Evet biz de heyete uyduk içiyoruz’cevabını verdi. Ancak Dönemin Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu söze girdi ve ’Önündeki şarap değil, kola’dedi. Kıvrıkoğlu kimsenin tepki vermesine izin vermeden hizmet yapan garsona döndü ve ’Oğlum şuradan bir şarap getir. Hilmi de doğru dürüst içki içsin’ dedi.' Ertuğrul Özkök’ün bu anıyı okuyucuları ile paylaşması üzerine, dönemin kuvvet komutanı arasında kamuoyu önünde sert bir polemik yaşandı. Emekli Hilmi Özkök, iddialara Mevlana’nın şu beyiti ile karşılık verdi: 'Suskunluğum asaletimdendir / Her lafa verilecek bir cevabım var / Lakin; / Bir lafa bakarım laf mı diye, / Bir de söyleyene bakarım adam mı diye?' Erdil’in, Özkök’e cevabı da Ziya Paşa’nın ünlü sözüyle karşılık verdi: 'Áyinesi iştir kişinin lafa bakılmaz. Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde'




Hep ülke gündeminde
HİLMİ ÖZKÖK (24.Genelkurmay Başkanı): Özden Örnek’e ait olduğu iddia edilen 'Darbe Günlükleri' ile ilgili sözleriyle akıllarda soru işareti yarattı. Fikret Bila’ya yaptığı açıklamada 'Anılarda geçtiği öne sürülerek gündeme getirilen bu olaylarla ilgili olarak, ne vardır, ne yoktur derim. Başka bir ifadeyle ne teyit ederim, ne tekzip ederim. Benim söyleyebileceğim budur' dedi. Mahkemeye çağrılırsa konuyla ilgili tanıklık yapabileceğini söyledi. Geçtiğimiz günlerde Ümraniye davası konusunda yaptığı açıklamalarla da gündeme geldi. Yine Fikret Bila’nın 'Ergenekon diye bir örgütlenmeden bilgi sahibi oldunuz mu?' sorusunu şöyle cevapladı: 'Sorunuza cevabım ’yorum yok’tur. Süregiden soruşturmayı bırakalım yargı yapsın. Her konuşma yargıyı şu veya bu istikamette yönlendirir ki, bu etik olarak doğru olmaz. Hukuken de yanlıştır.' Ayrıca Türkiye bu gibi sancılı gündem maddeleriyle boğuşurken, Çankaya Köşkü’ne çıkıp Cumhurbaşkanı Gül ile yaptığı görüşmeler de dikkat çekici bulunmuştu.




Tutuksuz yargılanacak
TUNCER KILINÇ (Eski MGK Genel Sekreteri): Ümraniye soruşturması kapsamında düzenlenen operasyonlarda gözaltına alındı. Evinde askeri savcı nezaretinde arama yapıldı. Savcılık sorgusunun ardından denetimli serbestlik yasasından yararlanarak tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldı.




Cezaevinden yoğun bakıma
LEVENT ERSÖZ: (Emekli Tuğgeneral):
Ümraniye Davası kapsamında 1 Temmuz 2008 tarihinde hakkında yakalama emri çıkarıldı ancak Rusya olduğu için emirin gereği yerine getirilemedi. Adı daha sonra firari şüpheli olarak anılmaya başlandı. Prostat ve kalp rahatsızlıklarını gidermek için aralık ayı başlarında kaçak yollarla Türkiye’ye girdi. Ancak Ankara’da özel bir hastanede yakalandı. Emniyetteki sorgusunda susma hakkını kullandı. Savcılıktaki ifadesinin ardından çıkarıldığı mahkeme tarafından “Türkiye Cumhuriyeti Hükümetini ortadan kaldırmaya teşebbüs” suçlamasıyla tutuklandı ve Metris Cezaevi’ne kondu. Cezaevine girdikten sonra aralarında Hilmi Özkök’ün’de bulunduğu kişileri dinlediği iddia edildi. Emekli Tuğgeneral Levent Ersöz cezaevindeki tek kişilik odasında kalp krizi geçirdi ve yoğun bakıma alındı. Ersöz’e dün anjiyo yapıldı.Ne olduda bunlar oldu 20-tsk
* *


Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Teşekkür Et

Ne olduda bunlar oldu

Önceki başlık Sonraki başlık Sayfa başına dön
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var: Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
ÇILGINTÜRKLER :: Yaşam ve Eğlence Merkezi :: Genel Haberler :: Yurttan Haberler -