|
Konu: Beşiktaş'ın açıklamaları... Salı Ocak 20, 2009 8:58 am |
|
|
|
|
|
|
Beşiktaş'ın açıklamaları... Büyüklerden manzaralar20 Ocak Salı 2009
-Skibbe Antalya’da verilen barbekü partisinde iki oyuncunun arasında sırada yemek bekliyor. Fotoğrafı görmüşsünüzdür. Karizma, misyon, vizyon, yerle bir... Sırada, sıradan oyuncularla birlikte ‘et’ bekleyen bir lider... Bize uyar mı bu? Sanmam. Fazla insani, çok alçakgönüllü... Neredeyse ‘ayıp’ yaptığı... Koskoca Galatasaray’ın koskoca antrenörü için olacak iş değil. Birini yollatıp, bir işaretle, bir kaşını oynatıp getirmeli yemeğini önüne. Yakışan budur! Bu mudur? -Bir başka ders. Bursa maçından sonra Aragones’ten: “Bir iyi futbol, bir de şova dayalı futbol var. Şova dayalı futbol gerekli değil. Daha çok ayağa pasların yapıldığı, iyi futbol lazım”. Şunu söyleyen bir Allah’ın kulu çıktı mı? İki hoca çıktı, ikisi de ancak belediyelerde çalışabiliyor. Avcı ve Kocaman... Diğerleri tribüne oynuyor. Aragones gibi düşünenler ise tribünsüzleri çalıştırıyor. Aragones devre arası transfer için ne demişti: ‘Devre arasında transfer yapmak sezon başında yanlış yaptığınızı kabul etmektir.’ Aragones hiçbir şey yapmasa, hiçbir kupa kazanamasa da dersleriyle öğrenmeye açık beyinlerde iz bırakacak. Bir Avrupa Şampiyonu’ndan da önce bu beklenir zaten. Bu beklenmelidir. -Bobo’yu Racing Santander istiyor. Beşiktaş yönetimi ‘İspanya’ya su yok diyor’ Getafe’den, İbrahim Kaş’ın yetiştiricilik bedelini alamamışlar. Peki İspanya, Beşiktaş’tan alabildi mi? Aldı. Geçen yıl Raul’dan fazla kazandı Del Bosque. Hem de çalışmadan. Tigana, Arsene Wenger kadar kazandı. Hem de çalışmadan. Ertuğrul Sağlam ülkenin en fazla kazanan Türk antrenörü olabilirdi. Kazanmadan. Cisse’ye 200 bin euro ceza verildiği açıklandı. Ama Cisse’nin bu durumdan haberi yok. Peki bunlar ne? Durumu Erkan Zengin’in, Beşiktaş’a kiralık olarak gelmesinin ardından yaptığı ilk açıklamadan anlayabilirsiniz. Fazla yoruma da gerek yok. Zengin sağlık kontrolünün ardından şunu söyledi basına: ‘Beşiktaş’a transferim tamamen tesadüf’. İlk değilsin! -Mustafa Denizli ‘Yusuf milli takıma çağrılınca iyi, biz transfer edince neden soru işaretleri doğuyor’ dedi mi gerçekten. Maalesef... 1-Milli Takım’da Yusuf direkt oynasa, arkasında Ayhan, Aurelio, Emre, Mehmet Topal vs. oynayabilir. Beşiktaş’ta onu taşıyacak kim var. 2-Yusuf, Milli Takıma, ihtiyaç olursa, oyunun gidişine göre oynasın diye çağrıldı. Ne kadar oynadı? 3-İkinci çağrılışında çok sakatlık vardı, son anda çağrıldı. 4-Çok formda olduğu bir dönemde, en fazla 2 maçta alternatif olsun diye çağrıldı. Euro 2008’e gitti mi? 5- Milli Takıma, Türk pasaportlu oyuncu çağırma zorunluluğu var. Beşiktaş’a, yok! 6-Hem söylendiği gibi Yusuf transferinde sorun yaşı değil. 24 yaşındayken de büyük takımda oynar mı diye tartışılıyordu. Hoca kusura bakmasın ama, bu hiç yerine oturmayan bir fikir beyanı olmuş.
Amaç oynatmak değil almak... Şeyh Mansur Bin Zayid’in Kaka için yaptığı uçuk teklif Abramoviç’in, Şevçenko için yaptığı akıl almaz teklifle benzer şımarıklık. Bir açıdan elmaslarla bezeli bir Rolls Royce almasından bir farkı yok. Bin Zayid’in, Abramoviç’le arasındaki fark ise Rus’un çok iyi bir takıma sahip olmak için onca transferi yapmasına rağmen Arap Şeyh’in muhtemelen sadece almak için aldığı. Yani büyük olasılıkla aldığı anda heyecanı bitecek. Tıpkı Robinho’da olduğu gibi. Sonra başka büyük bir yıldıza başka türlü büyük bir teklif yapacak. Yani amaç satın almak. İyi bir takım kurmak değil, oyuncu koleksiyonu yapmak. Ortada bir futbol aklı yok. Hava atmak isteyen bir sonradan görmüş var. İtalyanların böylesine ayağa kalkışlarında ise yıldızlarını ellerinden alanın bir ‘Arap’ oluşunun payı büyük... Başkası olsa yine sorun çıkarırlardı kuşkusuz. Ancak bunca yaygarada parayı bastıranın kimliği İtalya için önemli. Şimdi söyleyin böyle bir garabetten medeniyetlerin ittifakı çıkar mı?
Emre, neden şimdi? İsviçre maçından sonra federasyon hemen yerle yeksan olmuştu zaten. Şifo Mehmet kurban verildi. Kaptansa yıllar sonra gitti. Milli Takım’ın yeni kaptanı, anlaşılan o ki, Tuncay Şanlı olacak. Ancak sormak lazım... Neden şimdi? Bu Emre’nin belki de son 5 yıldır en az sorun yaşadığı dönem. Tokat maçında Fenerbahçe’de kaptanlık pazubandını da taktı. Peki neden şimdi? Tam da olayların göbeğindeyken, sinir küpüyken, sahada oyuncu kovalarken, hareket çekerken her türlü desteği aldı, pazubandı koluna takıldı da neden şimdi kaptanlık alınıyor? Anlamak mümkün değil. Bir açıklama yapılabilir mi? Yoksa mart ayını mı bekleyeceğiz?
Faili meçhul kutlama Fenerbahçe ve Galatasaray kulüpleri 100. yıl külfetinden büyük bir başarıyla sıyrıldılar. İnternet sitesinden birer giriş sayfası açıklaması ve birer metinle atlattılar sınavı. Faili meçhul bir kutlamayla iş bitti. SMS’le bayram tebriki yapılan bu dünya için şahane bir çözüm. İsimlerin saklanıp eleştirilerin rumuzlarla yapıldığı günümüz dünyası için beklenen de buydu. Modern çağa özgü bir çeşit hastalık bu... Kimsenin elini sıkmadan, birlikte poz vermeden, bir araya gelmeden, sarılmadan başka dünyalarda olup bir gibi gözükmek için şahane bir yöntem. Birbirlerinin stadına gitmeyen seyirciler, birbirlerinin stadına gidemeyen başkanlar, birbirlerine yenilmeyi kabul edemeyenler... Ne olacaktı ki sanki!
|
|
|
|
|
|
|